İşyerinde psikolojik taciz ya da İngilizce söyleniş şekliyle mobbing, çalışma
yaşamının var oluşundan bu yana yaşanan, ancak insan doğasının gereğinden
ötürü açığa çıkarmaktan kaçınılan, adeta bilinmezden gelinen karmaşık, çok
boyutlu ve çok disiplinli bir konudur.
Kültür farkı gözetmeksizin tüm işyerlerinde ortaya çıkabileceği gibi cinsiyet
farkı gözetmeksizin herkesin de maruz kalabileceği, sonuçları ağır bir durumdur.
Çalışma yaşamında mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit
düzeydeki çalışanlar veya astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları ifade eden anlamlar
içermektedir.
İngilizce bir terim olan “mobbing”in, yuvalarını korumak için saldırganın
etrafında uçan kuşların davranışlarını betimlemek amacıyla 19. yüzyılda ilk kez
biyologlar tarafından kullanıldığı bilinmektedir.
Aynı kavram daha sonra 1960’larda, Konrad Lorenz tarafından küçük
hayvan gruplarının (örneğin kuşlar) daha güçlü ve yalnız bir hayvana (örneğin
tilki) toplu şekilde hücum ederek uzaklaştırması; ya da aynı kuluçkadan çıkan
kuşlar arasında yaşanan ve diğer kuşların, aralarındaki en zayıf kuşu yiyecek ve
sudan uzak tutarak dışlaması, iyice güçsüz bir hale getirmesi ve en sonunda da
fiziksel saldırılarla öldürerek grubun dışına atması durumunu ifade etmek
amacıyla kullanmıştır.
Çalışma yaşamında ise mobbing kavramının ilk kez, 80’li yılların başında
İsveçli endüstri psikoloğu Heinz Leymann tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Leymann, işyerinde mobbing davranışının
varlığını belirtmekle kalmamış, davranışın özel niteliklerini, ortaya çıkış şeklini,
uygulanan şiddetten en fazla etkilenen kişiler ve doğabilecek psikolojik sonuçları
da vurgulamıştır.
İngiltere’de yapılan araştırma sonuçlarına göre çalışanların %53’ü
mobbinge maruz kalmış ve %78’i de bu olaylara tanıklık etmiştir.
İsveç’te yapılan istatistiksel bir araştırmanın bulgularına göre ise bir yıl
içinde gerçekleşen intiharların %10-%15’inin nedeni mobbingdir.
İsveç ve Almanya’da yüzbinlerce mobbing mağdurunun erken emekli
oldukları veya psikiyatri kliniklerinde yatarak tedavi edildikleri kayıtlarda yer
almaktadır.
İtalya’da 1 milyondan fazla çalışanın mobbing kurbanı olduğu
bildirilmektedir.
Uluslararası arenada yapılan tüm araştırma sonuçlarının birleştiği ortak
nokta, mobbing mağdurlarının, diğer şiddet ve taciz mağdurlarından çok daha
fazla sayıda oldukları doğrultusundadır.
Mobbing ile mücadele konusunda en büyük ilerlemelerin
kaydedildiği ülke, İsveç’tir. İsveç’te işyerinde taciz, 1994’de yayınlanan İş
Güvenliği ve İşçi Sağlığı yasasıyla bir suç olarak tanımlanmaktadır. Finlandiya’da 2000 yılında yürürlüğe giren İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı
yasasına fiziksel şiddet yanında psikolojik şiddet de dahildir. Danimarka’da 2004 yılında hazırlanan yasa tasarısına, psikolojik taciz
sonucunda ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklara ilişkin önlemler de eklenmiştir.
Almanya’da mobbing olgusunun yasal düzeyde tanınmasında sendikal
çalışmalar etkili olmuştur. Fransa’da psikolojik taciz adli bir suçtur ve cezası 1 yıl hapis ve 15000
Euro’dur.
Mobbing Süreci:
Mobbing rahatsız edici davranışlarla kendini gösteren, zaman geçtikçe acı
vermeye başlayan ve olayların sarmal biçimde hız kazandığı; çeşitli aşamalardan
oluşan bir süreçtir. Bu süreç içinde mobbinge işaret eden belirtilerin tanınması
büyük önem taşır. Ayrıca süreç içinde rol alan aktörler de belirli gruplar içinde
tanımlanmalıdır.
Mobbing Davranışları:
Mobbing sürecinin anlaşılabilmesi için öncelikle işyerinde görülen ve
mobbinge neden olan davranışların belirlenmesi gerekir. Bu davranışların
bazılarının, tamamen negatif olarak görülebilmesine rağmen bazıları, sadece
normal etkileşim davranışları olarak da ortaya çıkabilir. Bu tip davranışlar, bir kez
için hoş görülebilir ya da davranışı yapanın o gün kötü gününde olduğu
varsayılarak anlayışla karşılanabilirler.
Ancak bu davranışlar, sistematik olarak uzun bir süre içinde tekrarlanırsa
anlamları değişir ve kasıtlı tacize dönüşür.
Heinz Leymann, işyerlerinde mobbing sürecinin varlığından
şüphelenilebilecek 45 farklı belirti tanımlamıştır. Daha sonra bunlara ek olarak
Knorz ve Zapf, 39 belirti daha tanımlamışlardır.
Bir işyerinde mobbingin varlığına işaret eden belirtiler, davranışsal düzeyde
ve fizyolojik düzeyde olmak üzere, aşağıda iki farklı grupta ele alınmaktadır.
Mobbingin Davranışsal Belirtileri:
• Telefon, bilgisayar ve lamba gibi işyerinde bulunan kişiye ait eşyalar,
birdenbire kaybolur veya bozulur. Yerine yenileri konulmaz.
• Çalışma arkadaşlarıyla aralarında çıkan tartışmalar, her zamankinden çok
daha fazla olmaya başlar.
• Kişinin sigara kokusu ve dumandan çok rahatsız olduğunu bile bile
yanındaki masaya çok sigara içen biri yerleştirilir.
• Kişi, başkalarının ofisine girdiğinde konuşma hemen kesilir, konu
değiştirilir.
• Kişi, işle ilgili önemli gelişmeler ve haberlerin dışında bırakılır.
• Kişinin arkasından çeşitli söylentiler çıkarılır, kulaktan kulağa fısıltılar
yayılır.
• Kendisine yetenek ve becerilerinin çok altında veya uzmanlık alanına
girmeyen işler verilir.
• Birey, her yaptığı işin ince ince gözlendiğini hisseder.
• İşe geliş gidiş saatleri, telefon konuşmaları, çay ya da kahve molasında
geçirdiği zaman ayrıntılarıyla kontrol edilmektedir.
• Birey, diğerleri tarafından sürekli eleştirilir veya küçümsenir.
• Birey, sözlü veya yazılı soru ve taleplerine yanıt alamaz.
• Birey, üstleri veya iş arkadaşları tarafından kontrol dışı tepki göstermeye
kışkırtılır.
• Birey, şirketin özel kutlamaları veya diğer sosyal etkinliklerine kasıtlı
olarak çağrılmaz.
• Bireyin dış görünüşü veya giyim tarzıyla alay edilir.
• Bireyin işle ilgili tüm önerileri reddedilir.
• Kendisinden daha alt düzeydeki görevlerde çalışanlardan daha düşük
ücret alır.
Yukarıda anılan belirtiler arasında yer alan; kendisine yetenek ve
becerilerinin çok altında veya uzmanlık alanına girmeyen işlerin verilmesi
olgusuna, aşağıda aynen sunulan Yargıtay kararı somut bir örnek
oluşturmaktadır:
“… Davacının davalı işyerinde muhasebe elemanı olarak çalıştığı sırada
temizlik elemanı olarak temizlik işlerine verildiği, davacının yeni verildiği bu
işyerinde işbaşı yapmayarak hizmet akdini sona erdirdiği, iş değişikliği sebebiyle
davacının çalışma şartları ağırlaştığından davacının feshinin 1475 sayılı Yasanın
16/II. Maddesine uygun düştüğünden kıdem tazminatının kabulü doğru ise de
feshi gerçekleştirdiği anlaşılan davacı lehine ihbar tazminatına karar verilmesi
hatalı olup bozmayı gerektirmiştir …”
Her mobbing olgusunda bu davranışsal belirtilerin hepsinin bulunması şart
değildir. Ancak bu davranışların kasıtlı ve sürekli olarak tekrarlanması, mobbingin
ortaya çıkmasına ve sonuç olarak bireyin iş yaşamından uzaklaşmasına neden
olur. Bu listede bulunan davranışlardan herhangi biri, bir birey için problem
oluştururken, bir başka birey için hiçbir sorun oluşturmayabilir. Eğer bir kişi bu
davranışlardan rahatsız olduğunu ve zarar gördüğünü düşünürse davranış,
problem niteliğini alır ve mobbing davranışı haline gelir. Mobbingin davranışsal
belirtilerinin yanı sıra bir işyerinde mobbingin varlığına işaret eden birtakım
fizyolojik belirtiler de bireylerde gözlenebilir.
Mobbingin Fizyolojik Belirtileri:
• Beyinle ilgili: Sıkıntı, panik atak, depresyon, yarım baş ağrısı, baş
dönmesi. Hafıza kaybı, dikkati toplayamama ve uykusuzluk.
• Deriyle ilgili: Kaşınma, kızarma, pullanma veya döküntü gibi deri
hastalıkları.
• Gözlerle ilgili: Ansızın göz kararması, görmede bulanıklık.
• Boyun ve sırtla ilgili: Boyun kaslarında ve sırtta ağrı.
• Kalple ilgili: Hızlı ve düzensiz çarpıntılar, kalp krizi.
• Eklemlerle ilgili: Titreme, terleme, bacaklarda halsizlik hissetme, kas
ağrıları.
• Sindirim sistemiyle ilgili: Yanma, ekşime, hazım zorluğu gibi mide
rahatsızlıkları, ülser.
• Solunum sistemiyle ilgili: Nefessiz kalma, nefes alamama gibi solunum
sorunları.
• Bağışıklık sistemiyle ilgili: Organizmanın savunma yapılarında zayıflama,
hastalıklara çok çabuk yakalanabilme.
Kaynak: Prof. Dr. Pınar TINAZ, İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder